100 yıl önceki fotoğraflarda olanların hepsi şimdi toprak altında. Ölümün çok iyi düşünülmesi lazım.
Sosyete toplantılarında yaşlı insanlar geliyor. Kimi böbrek taşı için, kimi tansiyon için, kimi kanser için ilaç alıyor. Orada kimse kendini sezdirmiyor. O günkü bakımlı ve neşeli hallerini gösteriyorlar. Evdeki hallerini ve acizliklerini göstermiyorlar. BİR SONRAKİ SENE ÜÇTE BİRİ YOK, TOPRAK ALTINDA. Ama onların yerine yeni bir üçte bir geldiği için etkilenmiyorlar. 1920’LERİN GÜZELLİK KRALİÇELERİNİN HİÇBİRİ YOK. Onlara o yıllarda 80-90 yıl sonrasını hatırlatsan, çok artistik hareketler yapar, gelecekteki durumlarını akıllarına dahi getirmezler. AMA HEPSİ TOPRAK ALTINDALAR. Hepsi geri toprağa dönüyorlar. 80 YIL SONRA ŞU ANKİ MANKENLERİN BİR TANESİ BİLE KALMAYACAK.
Bazıları mutluluğu sadece gece bara gitmek sanıyorlar. BİRÇOK BARDA İNSANLAR NEŞE DEĞİL IZDIRAP BULURLAR. Çok sıhhatsiz temiz olmayan ortamlarda yaşıyorlar. Birçok kişi hastalığı bu tip eğlence yerlerinde kapıyor.
Zaman içinde marul bile ciddi bir bozulmaya uğramaz ama et on gün açıkta kalsa çok zehirli bir maddeye dönüşür. İnsan da etten oluşmuş, bedeni geçici bir varlık. Buna rağmen bedenlerini gözlerinde büyütüyorlar. Dünyaya aşkla bağlanıp kendilerine hipnoz yapıyorlar.
Toprağın altına girdiğinde bu dünyadaki gibi şarap tadamayacak. Yerin altında ona şarap servisi yapılmayacak. ŞARABI İÇECEK DUDAĞI KALMAYACAK. ŞARABI KOKLAYACAK BURNU KALMAYACAK TOPRAĞIN ALTINDA. Hayatına şarapla renk katmaya çalışıyor. O acı, lezzetsiz, kötü içkiyi önemli bir şey halinegetirmeye çalışıyor. Eğer şarap hayatındaki en büyük zevkiyse, bomboş geçen bir hayat demektir o. OYSA MUTLULUĞUN TEK KAYNAĞI KURANDIR.
Dünya gelip geçicidir, bunu herkes bilecek. Her insanın bedeni mutlaka ölecek, geride evdeki eşyaları kalacak. Bu dünya hayatı mutlaka sona erecek. Buna göre davranmalıdırlar.
Bazı Müslümanlar sadece dünyada rahat yaşamayı hedefliyor. Dünyaya delice bağlandıkları için bu yüzyılda dünyanın sonunun geleceğine inanmıyorlar. Oysa bu gerçekleri saptırmaktır.